Genital uçuk, Herpes Simpeks Virüsünün (HSV) neden olduğu ve genital bölgede (anal bölge de dahil olmak üzere) görülen ağrılı su dolu kabarcıklardır. Bu su dolu kabarcıklara, yani veziküllere, sıklıkla HSV Tip 2 neden olmaktadır, ancak nadir olarak HSV Tip 1 de genital bölge enfeksiyonuna neden olabilmektedir.
HSV Tip 1 genellikle oral herpese neden olur, bu da ağız çevresindeki uçuklar demektir. Peki tüm genital uçuklara HSV Tip 2 mi neden olur? Hayır, çünkü oral-genital temas sonucu HSV Tip 1’in genital bölgeye bulaşması da mümkündür.
HSV çift sarmallı bir DNA virüsüdür. Herpes virüsü vücudu bir kez enfekte ettikten sonra sinir ganglionlarında bir gizli ajan misali sessizce beklemeye başlar. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı dönemlerde tekrar aktifleşir. Sonrasında semptomlar tekrarlamaya başlar.
Bağışıklık sisteminin zayıfladığı dönemlerde vücutta gizli şekilde var olan HSV tekrar aktifleşir ve semptomlar tekrarlamaya başlar.
2016’da ve 2020’de gerçekleşen iki araştırmaya göre HSV-2, yani genellikle genital semptomlar gösteren HSV tipi, dünya genelinde cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında en yaygını olmakla birlikte 2020 yılı itibariyle 15-49 yaş arası bireylerin yaklaşık olarak her 13’ünden birinde HSV-2 enfeksiyonu bulunduğu tahmin edilmektedir. HSV hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayın.
Herpes simplex virus: global infection prevalence and incidence estimates, 2016. Bulletin of the World Health Organization, 98(5), 315–329.
James, C., Harfouche, M., Welton, N. J., Turner, K. M., Abu-Raddad, L. J., Gottlieb, S. L., & Looker, K. J.
Global and regional estimates of prevalent and incident herpes simplex virus type 1 infections in 2012. PLoS ONE, 10(10), e0140765.
Looker, K. J., Magaret, A. S., May, M. T., Turner, K. M. E., Vickerman, P., Gottlieb, S. L., & Newman, L. M.
Increasing proportion of herpes simplex virus type 1 as a cause of genital herpes infection in college students. Sexually Transmitted Diseases, 30(10), 797–800
Roberts, C. M., Pfister, J. R., & Spear, S. J.
Genital uçuk dendiğinde akla HSV Tip 2 geliyor olsa da, HSV Tip 1’i de nadiren genital uçuğa neden olarak gösterebiliriz. Enfeksiyonun temel nedeni mukozal membranlardan (ağız, burun gibi) ve cilt üzerinden virüsün doğrudan temas yoluyla bulaşmasıdır. Ayrıca ciltte bulunan mikro çatlaklar da virüsün vücuda girmesini kolaylaştırır. Bulaşma sadece semptom gösteren, yani uçuklarını görebildiğiniz bireylerden olmaz, virüsü vücudunda taşıyan fakat aktif uçukları olmayan bireylerden de HSV bulaşısı olabilir. Bu sebeple partneriniz enfeksiyon belirtisi göstermese dahi korunmalı cinsel iliişki ve testler oldukça önemlidir.
HSV enfeksiyonu virüsün en büyük organımız olan deriyi veya mukoza adı verilen doku tabakasını aşmasıyla başlar. Virüs vücuttaki mikroskopik çatlak ve lezyonları adeta vücuda bir giriş kapısı olarak kullanır. Primer, yani ilk enfeksiyon sonrası virüs, sinir uçlarından ilerleyerek sinir düğümlerine yerleşir. Yerleştikten sonra semptomlar iyileşir, fakat virüs uyku halinde beklemeye devam eder. Bağışıklık sisteminin çeşitli sebeplerden baskılanması, stres durumu, hastalıklar, yüksek ateş ve hormonal değişiklikler gibi tetikleyicilerle uyku halindeki virüs tekrar aktive olabilir. Bu aktivasyon asemptomatik enfeksiyonun hastada semptomatik bir enfeksiyona dönüşmesine neden olur.
Güncel literatüre göre genital uçukların en yaygın nedeni HSV Tip 2’dir. Ek olarak 2013 yılında yapılan bir çalışmaya göre HSV Tip 1’in özellikle genç yetişkinlerde genital bölgeyi enfekte etme sıklığının da arttığı görülmüştür.
HSV, enfekte bireylerle doğrudan temas ile bulaşmaktadır. Enfekte bireyde aktif uçuk bulunmasa dahi sağlıklı bireye bulaş gerçekleşebilir.
HSV Tip 2 genellikle genital temasla bulaşırken (ki bunun en büyük yolu cinsel birlikteliktir), HSV Tip 1 çoğunlukla oral temasla (öpüşme gibi) bulaşır. HSV Tip 1 hastası bireyin ağız çevresinin sağlıklı bireyin genital bölgesine teması, sağlıklı bireyde genital bölgeye HSV Tip 1 bulaşmasına neden olabilir.
Çalışmalar HSV-1 genital enfeksiyonu oranının da gittikçe arttığını göstermektedir. Bu da ağızdaki uçukların genital bölgeye bulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir. Aktif herpes lezyonu, yani uçuk, bulunduran bireylerin hastalığı bulaştırma olasılığı daha yüksektir.
Genital uçuk enfeksiyonun vücutta ilk kez oluşması (primer) veya tekrarlayan bir enfeksiyon olması (rekürren) durumuna göre görünümünde değişiklikler gösterir. Primer enfeksiyonlar genellikle daha şiddetli seyreder.
HSV enfeksiyonunun başlıca belirtisi uçuk oluşumudur. Buna ek olarka bazı semptomlar şu şekildedir:
Bu veziküller genellikle vulva (kadın dış genital organı, iç çamaşırı ile temas eden bölge), vajina (rahmi dış dünyaya bağlayan kanal), serviks, penis, skrotum, anüs ve uyluk çevresinde ortaya çıkmaktadır. Bu veziküller genellikle 1-2 mm çapında, çok sayıda, grulaşmış ve simetrik yapıdadır. Veziküller oluştuktan birkaç gün içerisinde ülserleşerek (yaralaşarak) kabuk bağlar ve ardından 2-3 hafta içerisinde iyileşir.
İçi sıvı dolu ağrılı kabarcıkların oluştuğu bölgede ağrı özellikle yaraya dönüşme evresinde görülür. Kaşıntı ise hem enfeksiyon öncesi hem de iyileşme döneminde görülebilir.
Veziküllerin oluştuğu bölgede ağrı özellikle ülserleşme evresinde sıkça görülürken kaşıntı ise enfeksiyon öncesi dönemde ve iyileşme sürecinde belirgindir.
Primer enfeksiyon çok daha şiddetli seyrederken rekürren ataklar genellikle daha hafif ve kısa sürelidir.
Asemptomatik seyir de mümkündür. Bazı bireyler virüsü taşır fakat hiçbir belirti göstermeyebilir. Bu bireyler de HSV enfeksiyonunu sağlıklı bireylere bulaştırabilir. Bu durum özellikle HSV Tip 2 için görülür. Hasta, belirtiler ve uçuklar iyileştiği için virüsü vücudundan tamamen attığını düşünmemelidir. Bu durum, bulaş riskini arttıran önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
İkisi de viral ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardır.
Buna rağmen klinik görünüm, neden olan virüs ve tedavi yaklaşımları açısından tamamen farklı hastalıklardır.
Genital siğillerde etken virüs İnsan Papilloma Virüsü (HPV)’dir. HPV Tip 6 ve 11 gibi düşük riskli tipler genital siğillere neden olurken HPV Tip 16 ve 18 gibi yüksek riskli onkojenik tipler ise genellikle siğil yapmaz fakat rahim ağzı kanseri ile ilişkilidirler. Genital siğiller hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Genital siğiller uçuklara nazaran genellikle ağrısızdırlar. Cilt üzerinde yüzeyi pütürlü karnabahar benzeri çıkıntılardır.
Genital uçuk özellikle genital ve anal çevresi bölgelerde oeraya çıkan veziküller ve ülserlerde kendini gösterir. HSV Tip 2 genellikle alt genital bölgeyi etkilerken HSV Tip 1 oral bölgeyi etkiler. Bu iki tip de her iki cinsiyeti enfekte edebilir.
Kadınlarda enfeksiyon genellikle şu şekilde seyreder:
Erkeklerde ise:
Lezyonlar genellikle bulaşmanın şekli, cilt ve mukozadaki mikro çatlaklar ve mikrotravmalar ile kişinin bağışıklık durumuna bağlıdır. Primer enfeksiyonlar geniş bir yayılım gösterirken rekürren enfeksiyonlar daha sınırlı alanları etkilemeye meyillidir.
HSV enfeksiyonu rektum ve anüs çevresinde görüldüğünde proktite neden verebilir. Proktit, kalın bağırsağın alt ucu olan rektumun iltihaplanması durumudur ve rektal ağrı, ishal ve kanamaya neden olabilir.
HSV belirtileri gösterdiğinizi düşünüyorsanız hemen doktorunuza başvurun.
Doktorunuz sizlere gerekli fiziksel muayeneleri yaptıktan sonra bir takım laboratuvar testleri isteyebilir.
Bu testler şu şekildedir:
Peki testleri ne zaman yaptırmalıyız?
Eğer ki:
Eğer vücudunuzda veya cinsel partnerinizde genital uçuk olduğundan şüpheleniyorsanız, en uygun zamanda aile hekiminize veya bir uzman doktora başvurmalısınız.
Aile hekiminizin sizi yönlendirebileceği veya sizin randevu alabileceğiniz branşlar Dermatoloji, Üroloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum (Jinekoloji) veya Enfeksiyon Hastalıkları olabilir.
Eğer gebelik şüpheniz veya durumunuz mevcutsa zaman kaybetmeden jinekoloji (kadın hastalıkları ve doğum) uzmanınıza danışmanız gerekmektedir. Gebelikte HSV enfeksiyonu riski nedeniyle doktorunuz size en uygun doğum şeklini ve zamanlamasını planlayacaktır.
Erken tanı ve tedavi hastalığın seyri ve bulaşın önlenmesi açısından çok önemlidir. Ek olarak Dünya Sağlık Örütü (DSÖ), HSV enfeksiyonu tanısı almış olan bireylerin cinsel yolla bulaşan diğer enfeksiyonlara (HIV, sifiliz, gonore vb.) karşı da taranması gerektiğini vurgulamaktadır.
Hamilelik sırasında geçirilen genital uçuklar anne ve bebek için oldukça tehlikeli olabilmektedir. Özellikle primer, yani ilk defa geçirilen enfeksiyonlar, çok daha büyük riskler taşımaktadır. Eğer hamileyseniz ve genital uçuk şüpheniz varsa, derhal doktorunuza başvurmalısınız.
Gebelik döneminde primer HSV enfeksiyonu geçirenlerde neonatal (yenidoğan) herpes riski en yüksektir. Bunun sebebi annede henüz oluşmamış antikorların plasenta yoluyla bebeğe aktarılamamasıdır. Bu durumda bebek plasenta tarafından annede yeni ve ilk defa oluşan bu antikorlardan bebeğe aktarılmamış olacaktır.
Fakat anne gebelikten önce HSV tanısı almışsa, yani gebelik döneminde rekürren bir HSV enfesiyonu (atağı) geçiriyorsa, annede hali hazırda bulunan HSV antikorları bebeği kısmen enfeksiyondan koruyabilmektedir. Bu koruma sebebiyle neonatal (yenidoğan) enfeksiyon riski düşmektedir.
Peki doğum nasıl olmalı?
Aktif lezyonların veya prodromal semptomların (uçuk çıkmadan önceki günlerde yaşanan karıncalanma, yanma gibi semptomlar) varlığında vajinal doğum önerilmez. Bu durumlarda sezaryen doğum aktif lezyonların bebeğe temasını azaltcağı için enfeksiyonun bebeğe geçiş riskini de büyük oranda azaltır. HSV’ye bağlı neonatal (yenidoğan) herpesin en sık bulaş yolu doğum kanalından geçiştir.
Genital uçuk hastası veya şüphesi olan gebe kadınlarda düzenli doktor takibi çok önemlidir.
Genital uçuk semptomlarının iyileşme süresi enfeksiyonun primer (ilk) veya rekürren (tekrarlayan) olmasına bağlı olarak değişmektedir.
Primer genital uçuklar:
Rekürren genital uçuklar ise:
Peki genital uçuklar kendiliğinden iyileşir mi?
Bu sorunun cevabına bağışıklık sistemi normal olan bireyler için evet diyebiliriz. Fakat doktorunuza başvurmamanız ve tedavi uygulaması yapılmaması semptomların uzamasına, çok daha şiddetli ağrılara ve bulaş riskinin artmasına neden olabilir.
Bu sebeple semptomları fark ettiğiniz ilk andan itibaren doktorunuza başvurmanız en iyi karar olacaktır.
Doktor takibinde gerçekleşen genital uçuk tedavinizi destekleyici yöntemler kullanabilirsiniz. Fakat bu destekleyici yöntemlerin hekim ve eczacı kontrolünde gerçekleşmesi oldukça önemlidir.
Lezyonları temiz ve kuru tutmak, soğuk kompres uygulamak, pamuklu ve sıkmayan iç çamaşırı tercih etmek ve stresi azaltmak semptomların şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.
Bunlara ek olarak eczacınıza danışarak kullanabileceğiniz, standardize edilmiş ve etkisi kanıtlanmış bir takım topikal jel ve spreyler de tedaviniz için destekleyici olabilir.
Jel ve sprey formlarında bulunan ve meyan kökünden elde edilen glisirhizinik asit HSV Tip 1 ve Tip ‘ye karşı gösterdiği kuvvetli antiviral etki ile yapılan in vitro çalışmalarında HSV’nin vücuda girişini ve vücutta üremesini engellediği belirlenmiştir. Güncel literatürlere bakıldığında Glisirhizinik Asit hem HSV hem de diğer viral bulaşıcı hastalıklardan korunmada ve atak sıklık ve şiddetini azaltmada sıklıkla reçetelenmektedir. Eczanelerde satışı bulunan bu preparatlar hastalarca rahatça kullanılabilmektedir.
Kaynak: Antiviral effects of Glycyrrhiza species. Phytotherapy Research, 22(2), 141–148
Fiore, C., Eisenhut, M., Krausse, R., Ragazzi, E., Pellati, D., Armanini, D., & Bielenberg, J
Glycyrrhizic acid inhibits virus growth and inactivates virus particles. Nature, 281(5733), 689–690
Pompei, R., Flore, O., Marccialis, M. A., Pani, A., & Loddo, B
Melissa officinalis bitkisinin deri üstünde kullanıldığında HSV Tip 2'ye karşı antiviral bir etki gösterdiği de bazı çalışmalarca belirtilmiştir. Propolisin de içeriğindeki antviral ve antienflamatuvar fenolik bileşikler sebebiyle topikal kullanımda etkili olabileceği bazı çalışmalarca belirtilmiştir. Keza çino sülfat solüsyonları da genital uçukların iyileşmesini hızlandırması ve virüsün çoğalmasını engellemesi temalı çalışmalara konu olmuştur. Fakat bu maddelerin doğru kullanımının evde hazırlanan preparatlar olmadığını, bakanlıklarca onaylanan ve eczanelerde satılan, standardize edilmiş, yani tüm ürünlerinde aynı etken maddenin aynı dozda olduğu kanıtlanmış ürünlerin kullanılması gerektiğini unutmamak gerekir. Aksi taktirde evde uygulanan bu tedaviler hasta sağlığını oldukça olumsuz etkileyebilir.
Kaynak: Antiviral activity of the essential oil of Melissa officinalis against herpes simplex virus type 2. Phytomedicine, 11(7–8), 657–661.
Allahverdiyev, A. M., Duran, N., Ozguven, M., & Koltas, S. (2004)
Herpes genitalis - topical zinc sulfate: An alternative therapeutic and modality. Indian Journal of Sexually Transmitted Diseases and AIDS, 34(1), 32
Singh, R., Mahajan, B., & Dhawan, M.
A comparative multi-centre study of the efficacy of propolis, acyclovir and placebo in the treatment of genital herpes (HSV). Phytomedicine, 7(1), 1–6
Vynograd, N., Vynograd, I., & Sosnowski, Z.